Friedrich Hölderlin’in en zor ve en meşhur şiiri olan “Blödigkeit”i çevirmeye çalıştım. Turan Oflazoğlu’nun çevirisinden ’göklüler’ veya ‘canlılar’ gibi birkaç çözümü aldım. Benim çözümlerim ise 16-19 Eylül arasında Mürzzuschlag’da yapılmış olan Hölderlin Sempozyumu’na dayanıyor: https://www.youtube.com/watch?v=FzSdRHxXfWg&list=PLZz6_rI2Nkh14W-zNLSJFAszWAiL49PSl&index=4
Hölderlin tarafından Aralık 1803 ile Ocak 1804 arasında kaleme alınmış olan bu çetin ceviz şiirin Germanistler için olduğu kadar çevirmenler için de kolay kolay nihayete vardırılamayacak bir sisifos uğraşı olduğundan hareketle ben de kendi çevirimi arz edip bir sonraki çevirmene daha iyisini yapması dileğiyle bırakıyorum.
Blödigkeit
Sind denn dir nicht bekannt viele Lebendigen?
Geht auf Wahrem dein Fuß nicht, wie auf Teppichen?
Drum, mein Genius! tritt nur
Bar ins Leben, und sorge nicht!
Was geschiehet, es sei alles gelegen dir!
Sei zur Freude gereimt, oder was könnte denn
Dich beleidigen, Herz, was
Da begegnen, wohin du sollst?
Denn, seit Himmlischen gleich Menschen, ein einsam Wild
Und die Himmlischen selbst führet, der Einkehr zu,
Der Gesang und der Fürsten
Chor, nach Arten, so waren auch
Wir, die Zungen des Volks, gerne bei Lebenden,
Wo sich vieles gesellt, freudig und jedem gleich,
Jedem offen, so ist ja
Unser Vater, des Himmels Gott,
Der den denkenden Tag Armen und Reichen gönnt,
Der, zur Wende der Zeit, uns die Entschlafenden
Aufgerichtet an goldnen
Gängelbanden, wie Kinder, hält.
Gut auch sind und geschickt einem zu etwas wir,
Wenn wir kommen, mit Kunst, und von den Himmlischen
Einen bringen. Doch selber
Bringen schickliche Hände wir.
Ürkütülmüştük
Farkında değil misin onca canlının?
Gitmez mi ayağın gerçek üstünde, halılardaki gibi?
Bu yüzden, ilhamım! çık hadi
Yaşama çıplak, ve kaygılanma!
Ne olursa, hep sende yatar!
Sevince uyaklan, veya ne olabilirdi ki
Seni incitecek, yürek, neyle
Karşılaşılsan orda, nereye gitsen?
Zira, göklüler insanlarla bir, yalnız bir yabani
Ve göklülere bizzat rehberlik ederdi / ettiğinden beri, evlerine,
Şarkı ve prenslerden
Koro, türüne göre, öyleydik
Biz de, halkın dilleri, yaşayanların severek yanında,
Çok şeyin katıldığı, sevinçle ve herkesle bir,
Herkese açık, öyledir ya
Babamız, göklerin tanrısı,
Düşünen güne yoksulları ve varsılları bağışlayan,
Zaman dönerken, biz son uykuya dalanları
Kaldırıp altın
iplerle, çocuklar gibi, tutan.
İyiyiz de ve yollanmış birine bir şeye biz,
Geldiğimizde, sanatla, ve göklülerden
birini getirdiğimizde. Ama kendimiz
Getiririz yordamlı elleri biz.